Tarım kredi kooperatifi kefil olduğu bireysel krediden sorumlu mudur?

 Hukuk Genel Kurulu         2014/169 E.  ,  2015/2347 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bigadiç Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 05/10/2011 gün ve 2011/384 E. 2011/527 K. sayılı kararın incelenmesi, davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 04/04/2012 gün ve 2012/5773 E. 2012/8985 K. sayılı ilamı ile;

(…Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Davacı vekili dilekçesinde, davalı kooperatifin müştereken ve müteselsilen kefil olduğu kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlattığı takibe vaki itirazın iptali, takibin devamı ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı kooperatifin bireysel kredi sözleşmesinde kefaleti için Genel Kurul tarafından borçlanma iradesinin bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı kooperatif ana sözleşmenin 7/1-I maddesinde “Kredi alınan banka, kurum ve kuruluşlara kooperatif tüzel kişiliğine ait taşınır ve taşınmaz malları ipotek ettirmek ve ortakları adına kefalette bulunmak” şeklinde hüküm bulunduğu görülmektedir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü başlıklı davalı Esenli Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Ana Sözleşmesinin 6.maddesi gereğince kooperatifin amacı gösterilmiştir. Bu amaç doğrultusunda davacı bankadan alınan kredi için ayrıca Genel Kuruldan karar almak suretiyle müteselsil kefalette bulunma yetkisini aramak amaç dışında bir faaliyeti olmayan kooperatif için gerekmeyen bir işlemdir. Müteselsil borçluluk ve kefalette imzası bulunanların yetkili temsilci olmadıkları iddia olunmamıştır. Ana sözleşmenin 6 ve 7/1-I maddeleri gereğince davalının sorumlu bulunduğu düşünülmek suretiyle inceleme ve değerlendirme yapılması yerine yanlış ve yanılgılı gerekçe ile davanın reddi bozmayı gerektirmiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Davacı vekili, davalı kooperatifin ortaklarının kullandığı kredi sözleşmesine müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, ancak davalı ve diğer borçluların temerrüde düşerek borcu ödemediklerini, bu nedenle davalı ile birlikte diğer borçlular aleyhine icra takibine girişildiğini, davalının borca itiraz ettiğini ve icra takibinin durduğunu, ortakları adına kefalette bulunmanın tarımsal kalkınma kooperatifinin çalışma alanına girdiğini, bu nedenle itirazın iptali ile icra takibinin devamına ve alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin tarımsal kalkınma kooperatifi olduğunu, ana sözleşmeye göre ancak tarımsal nitelikli işlemler yapabileceğini, imzalanan sözleşmenin tarımsal bir kredi olmadığını, bireysel tüketici kredisi olduğunu, kooperatif genel kurulundan yetki alınmadığını, atılan imzaların kooperatifi değil imzayı atan temsilciyi bağladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece, davalı kooperatif yöneticilerinin bireysel kredi sözleşmesine kefil olduğu, tarımsal nitelikli bir kredi sözleşmesi olmadığı, kooperatif ana sözleşmesi incelendiğinde kooperatifin amacının tarımsal faaliyetlerle çerçevelendirildiği, bu nedenle yöneticiler tarafından temsil yetkisinin sınırlarının aşıldığı, genel kurul tarafından ortaklarla birlikte müteselsilen borçlanma kararı alınmadığı halde kooperatifin borç altına sokulduğu ve borçlanmanın kooperatifin kuruluş amacıyla bağdaşmadığı kabul edilerek, kooperatif ana sözleşmesinin 7/1-L maddesinde çalışma konuları arasında “ortaklık adına kefalette bulunmak” sayılmışsa da; bu maddedeki amacın kooperatifin kuruluş amacıyla sınırlı olduğunun kuşkusuz olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı vekilinin kararı temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuş; mahkemece, önceki gerekçeler tekrar edilip genişletilerek direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararını davacı vekili temyize getirmektedir.

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; tarımsal kalkınma kooperatiflerinin amaçları doğrultusunda ortakları lehine kefalette bulunup bulunamayacağı, bireysel kredi sözleşmesine kefil olunmasının tarımsal kalkınma kooperatifi olan davalının amaçları ile bağdaşıp bağdaşmadığı, bunun sonucuna göre davalı kooperatifin takibe konu borçtan sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.

Öncelikle işin esası ile ilgili yasal düzenlemelerin üzerinde durulması gerekmektedir.

Sınırlı Sorumlu Esenli Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Anasözleşmesinin '' Amaç '' başlıklı 6. maddesi;

''... Kooperatifin amacı:

a)Ortakların her türlü bitkisel, hayvancılık, ormancılık konularındaki istihsalini geliştirmek ve ihtiyaçları ile ilgili temin, tedarik, işletme, pazarlama, değerlendirme faaliyetlerinde bulunmak,

b)Ortakların ekonomik ve sosyal yönden gelişmelerine yardımcı olmak, iş sahası temin etmek,

c)Ortakların ekonomik gücünü arttırmak için tabii kaynaklardan faydalanmak, el ve ev sanatları ile tarımsal sanayinin gelişmesini sağlayıcı tedbirler almaktır.” şeklindedir.

''Çalışma Konuları'' başlıklı 7. madde;

''... Kooperatif, kuruluş amacına uygun olarak aşağıda belirtilen konularda gerekli gördüklerini seçer,

…l)Kredi alınan banka, kurum ve kuruluşlara kooperatif tüzel kişiliğine ait taşınır ve taşınmaz malları ipotek ettirmek ve ortakları adına kefalette bulunmak...” açıklamasını içermektedir.

Sözleşmenin 53.maddesi uyarınca;

''... Genel kurulun görevleri şunlardır:

…p)Proje konusu ve keşif bedeli de göz önünde tutulmak suretiyle yönetim kuruluna borçlanma yetkisi vermek, yatırım yapılması ve ortaklarla birlikte müteselsilen borçlanmaya karar almak…”

''Yönetim kurulu Temsil'' başlıklı 70. madde ile;

''…Kooperatifi temsile yetkili olanlar kooperatifin konularının sınırları içerisinde çeşitli işleri hukuki işlemleri, kooperatif adına yapmak ve kooperatifin unvanını kullanmak hakkına sahiptirler…”

Ayrıca 127. madde ile;

''... Bu anasözleşmede aksine açıklama olmayan hususlarda 3476 Sayılı Kanunla değişik 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu ile bu kanunun 98. maddesine atfen 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun genel hükümleri ile Anonim Şirket hükümleri uygulanır.”

1163 sayılı Kooperatif Kanununun konuya ilişkin 59.maddesi;

''... Temsile yetkili şahıslar kooperatif namına onun amacının gerektirdiği bütün hukuki işlemleri yapabilir.

Bu temsil yetkisinin sınırlandırılması iyi niyet sahibi üçüncü şahıslara karşı hiçbir hüküm ifade etmez. Temsil yetkisinin sadece esas müessesenin veya bir şubenin işlerine hasrolunmasına veya kooperatif unvanının birlikte kullanılmasına dair ticaret siciline tescil edilmiş olan kayıtlar saklıdır.

Yönetime veya temsile yetkili şahısların kooperatife ait görevlerini yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatif sorumludur…” şeklindedir.

Uyuşmazlığın çözümü yönünden 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun ''Temsil salahiyeti'' başlıklı 21. maddesinin de değerlendirilmesi zorunludur. Madde uyarınca;            

''...Temsile salahiyetli olanlar şirketin maksat ve mevzuuna dahil olan her nevi işleri ve hukuki muameleleri şirket adına yapmak ve şirket unvanını kullanmak hakkını haizdirler.

Temsil salahiyetinin tahdidi, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı hüküm ifade etmez. Ancak temsil salahiyetinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerine hasrolunduğuna veya müştereken kullanılmasına dair tescil ve ilan edilen tahditler muteberdir…”

Anılan mevzuat çerçevesinde somut olay ele alındığında; davacı banka tarafından davalı tarımsal kalkınma kooperatifinin ortaklarına bireysel tüketici kredisi kullandırıldığı, davalı kooperatifin ortakları yararına ve ortaklarının yanında kullanılan krediye müteselsilen kefil olduğu, tarımsal kredi kooperatifi ortaklarının temerrüde düşmesi üzerine, davacı bankanın ortaklar ve tarımsal kredi kooperatifi aleyhine icra takibine giriştiği, kullanılan kredinin tarımsal nitelikli kredi olmadığı, bireysel tüketici kredisi olduğu, kooperatif genel kurulundan yetki alınmadığı, atılan imzaların kooperatifi bağlamayacağı, imzayı atan yöneticileri bağlayacağı gerekçesiyle takibe itiraz edildiği anlaşılmaktadır.

Bu aşamada belirtilmelidir ki davalı kooperatif tarafından kredi sözleşmesini imzalayan kooperatif yöneticilerinin yetkili temsilci olmadıkları yönünde bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Dosya kapsamında bulunan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğünün yazıları, Esenli Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Karar Defterleri ve genel kurul kararlarından; Tarım ve Köyişleri Bakanlığının damızlık sığır yetiştiriciliği projesi kapsamında davalı kooperatif ortaklarının davacı bankadan bireysel kredi kullandıkları, davalı kooperatifin de ortaklarına kefil olduğu anlaşılmaktadır.

Davalı Esenli Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi 2008 yılı Olağan Genel Kurul Toplantı Tutanağı incelendiğinde; beş numaralı karar ile ortaklar mülkiyetinde bulunan 300 başlık damızlık sığır yetiştiriciliği projesinin 2009 yılı yatırım programından uygulanması için yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verildiği, altı numaralı karar ile söz konusu proje ile ilgili kooperatif adına borçlanma sözleşmeleri imzalama, bankalardan para çekme, yatırma ve diğer uygulamalarla ile ilgili yönetim kuruluna oy birliği ile yetki verildiği görülmektedir.

Toplantı Tutanağı incelendiğinde ise: altı numaralı karar ile uygulanmakta olan ortaklar mülkiyetinde 180 başlık damızlık sığır yetiştiriciliği projesi ile ilgili yönetim kuruluna borçlanma sözleşmesi imzalama, ortaklara kefil olma, bankalardan para çekme, yatırım vb. konularda oy birliği ile karar verildiği görülmektedir.

Şu durumda amacı üyelerinin ekonomik kalkınmasını sağlamak olan davalı kooperatifin, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın hayvancılık ile ilgili destekleme projesine üyelerinin katılımının sağlanması amacıyla davacı bankadan kullandıkları bireysel kredi sözleşmesine kefil olması kooperatifin kuruluş amacıyla uyumlu olup, yetkili temsilcilerin bu amaç doğrultusunda imzaladıkları kefalet sözleşmesinden davalı kooperatif sorumludur.

Belirtilmelidir ki, yöneticilerin kullandığı yetki kooperatif genel kurulunun devir ve terk edemeyeceği yetkilerden de değildir.

Bu nedenlerle mahkemenin; yönetim kurulunun üyelerinin bireysel kredi sözleşmesine kefil olmasının kooperatifin kuruluş amacıyla bağdaşmadığı, kefalet sözleşmesinin imzalanabilmesi için genel kuruldan yetki alınması yönündeki gerekçesi yerinde değildir.

O halde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Yukarıda belirtilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında belirtilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA,

23.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.