Yapı kooperatifinden istifa eden ortak tasfiye masraflarına katılır mı?

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/713

KARAR NO : 2018/1099

ASIL DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti

KARŞI DAVA : Davacının Kooperatife olan Aidat borcunun tahsili

DAVA TARİHİ : 04/07/2017

KARŞI DAVA TARİHİ : 08/08/2017

KARAR TARİHİ : 07/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; müvekkilinin .... yılında .... devraldığı hisse nedeniyle davalı kooperatife üye olduğunu ve kooperatifteki ......katta bulunan ve tapuya ......... nolu parselde kayıtlı .... nolu bağımsız bölümü 26.06.2001 tarihinde .... isimli şahsa sattığını ve kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini pek çok kez davalı kooperatife noter kanalıyla ihtarname keşide ederek bildirdiğini ve üyeliğinin silinmesini talep ettiğini buna rağmen davalı kooperatifin ısrarla üyeliğinin devam ettiğinden bahisle genel kurullara katılım için toplantı çağrısı yaptığını ve kendisinden farklı icra müdürlükleri vasıtası ile farklı yıllara ilişkin kooperatif aidatlarının talep edildiğini, müvekkilinin hukuki sorun yaşamamak için kendisine gönderilen kooperatif aidatı ile ilgili icra müdürlüğü ödeme emirlerine konu borçları ödediğini belirterek müvekkilinin davalı kooperatifteki ..... arsa paylı,..... nolu bağımsız bölümdeki taşınmazını .... satarak ardından kooperatif üyeliğinden istifa ettiği hususunu davalıya bildirdiği ....tarihinden itibaren kooperatif üyesi olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde ; üye olunmadığının tespitine ilişkin dava açılamayacağını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını ve bu nedenlede davanın usulden reddi gerektiğini, davacının halen dahi kooperatif üyesi olduğunu ve üyeliğinden kaynaklanan hak ve vecibelere sahip olduğ4unu, davacının kooperatif üyelerine tahsis edilen sosyal tesis, lokal ve iki büronun maliki ve hissedarı olduğunu, dairesini satmış ve hatta belirtilen sosyal tesis, lokal ve iki bürodaki hissesini daha devir etmiş olsa dahi kooperatif üyeliğinin devam ettiğini, davacının dairesini devrederken devir alana üyeliğini ve sosyal tesislerdeki haklarını da devir etmesi gerektiğini, davacının sosyal tesisler, lokal ve iki bürodaki tapu kaydını müvekkili kooperatife iade etmesi gerektiğini, ayrıca davacının müvekkili kooperatife ulaşan bir istifa ihtarnamesinin de mevcut olmadığını, Kooperatifler Kanununa göre üyelerin istifa etmesinin belirli kurallara bağlandığını belirtmiş;

Karşı dava dilekçesinde ise ; davacının toplam 6.750.00 TL kooperatif genel kurul kararları gereğince borçlu olduğunu belirterek bu bedelin davacı-karşı davalıdan tahsilini talep ettiklerini, davacı-karşı davalının istifa etmiş olsa dahi icra takibine konu aidat borcunu ödemekle yükümlü olduğunu, kooperatifin tasfiye haline girdiğini ve ortaklarına konutlarını teslim ettiğini, kendi adına olan daireyi teslim alan ve daha sonra 3. Kişiye devir eden davalının tasfiye masraflarını ödemekten kaçınamayacağını ve aidat borçlarını ödemesi gerektiğini savunarak, davanın reddi ile karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Asıl dava, davacının davalı kooperatife üye olmadığının tespiti , karşı dava ise , davacının halen kooperatif üyesi olduğundan bahisle ödenmeyen 6.750.00 TL aidat alacağının tahsili istemine ilişkindir.

İstanbul Anadolu 25. İcra müdürlüğünün ..... esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde, davalı kooperatif tarafından davacı aleyhine kooperatif üyelik borcundan ve tasfiye giderlerine katılım borcundan bahisle genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının takibe itiraz ettiği, icra takibinin durdurulduğu, İstanbul Anadolu 22. İcra müdürlüğünün ...... esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde yine davalı kooperatif tarafından davacı aleyhine 2010 yılı ödenmeyen aidat borcundan bahisle genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, İstanbul Anadolu 4. İcra müdürlüğünün.... esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde davalı kooperatif tarafından davacı aleyhine 2013 Temmuz Aralık aylarına ait aidat alacağından bahisle genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davacının itirazı üzerine takibin durdurulduğu, İstanbul Anadolu 3. İcra müdürlüğünün .esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde, davacı aleyhine 2005-2006 aidat alacağından bahisle genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davacının itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu, İstanbul Anadolu 7.icra müdürlüğünün ...... esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde , davalı kooperatif tarafından davacı aleyhine 2005-2006-2007-2008 yılları aidat alacağının tahsilinden bahisle genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davacının takibe itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu tespit edilmiştir.

Asıl ve karşı davaya konu uyuşmazlık, davacının davalı kooperatifin üyeliğinin ne zaman sona erdiği, davalı kooperatifin davacıdan tahsilini talep edebileceği bir alacağı bulunup bulunmadığı hususudur. Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve davalı-karşı davacı kooperatife ait ticari defter , kayıt ve dayanak belgeleri üzerinde bilirkişi heyeti aracılığıyla inceleme yaptırılarak kök ve ek rapor alınmıştır. Raporların birbiri ile uyumlu ve denetime açık olduğu görülmekle hükme esas alınmıştır.

Davacı asıl davada cevaba cevap, karşı davaya cevap dilekçesinde ; karşı davada davalı kooperatifin alacak talebine karşı davalıya ortak olmadığı halde haksız olarak tahsil edilmiş olan 1.750.00 TL nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Talep yönünden harçlandırılmış bir dava olmayıp karşı davada kooperatifin varolduğunu iddia ettiği alacak yönünden takas-mahsup mahiyetinde süresinde ileri sürülmüş bir def'i niteliğinde olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.

Dosya kapsamındaki delillere göre, davacının 3 ayrı ihtarname ile kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini kooperatife bildirdiği görülmektedir. Öncelikle ..... Noterliğinin .... tarihli . yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kooperatiften istifa ettiğini ve üyeliğinin silinmesini talep ettiği, bu ihtarnamenin davalı kooperatif çalışanına ...tarihinde tebliğ edildiği, ikinci kez ....Noterliğinin .... tarihli ve .... yevmiye sayılı ihtarnamesi ile , daha önce kooperatiften istifa ettiğini noter ihtarnamesi ile bildirdiğinden bahisle bundan sonra kooperatifle ilgili hiçbirşeyin kendisine gönderilmemesini talep ettiği, bu ihtarnamenin de ... tarihinde yönetim kurulu çalışanlarından ..... tebliğ edildiği, üçüncü kez de yine .... Noterliğinin . tarihli ve .....yevmiye sayılı ihtarnamesi ile aynı şekilde daha önceden kooperatiften istifa ettiğini bildirerek kooperatifle ilgili hiçbir şeyin kendisine gönderilmemesini talep ettiği , bu ihtarnamenin de kooperatifin çalışanına .... tarihinde tebliğ edildiği tespit edilmiştir.

Kooperatif ortağı olan herkesin ... sayılı Kooperatifler Kanununun 10.maddesinde kooperatiften çıkma hakkı olduğu hüküm altına alınmıştır. Kooperatifler Kanununun 12. Maddesinde de ; " Çıkış , ancak bir hesap senesi sonu için ve en az altı ay önceden haber verilerek yapılır. Ana Sözleşmede daha kısa bir süre belirtilip hesap senesi içinde çıkışa müsaade edilebilir" hükmü bulunmaktadır. Davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 13.maddesinde de , ortaklıktan ayrılmanın haber verilmesi gereken süre bir ay olarak belirlenmiştir. 1163 sayılı Yasanın 13.maddesinde de ; "yönetim kurulu , ana sözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir" hükmü düzenlenmiştir.

Açıklanan yasal düzenlemeye göre somut uyuşmazlıkta davacı kooperatiften çıkma isteğini hesap dönemi sonundan en az bir ay önce 24.10.2005 tarihli noter ihtarnamesi ile davalı kooperatife iletmiş ve ihtarname 27.10.2005 tarihinde kooperatife usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiştir. Davacı daha sonra iki kez gönderdiği ihtarname ile davalı kooperatif ortaklığından çıktığını bildirmiştir. Bu durumda davacı 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa ve davalı kooperatifin ana sözleşmesine uygun şekilde kooperatiften çıkma isteğini üç ayrı ihtarname ile kooperatife iletmiştir. Kooperatiflerde girişte olduğu gibi kooperatif ortaklığından çıkışta da açık kapı prensibi mevcuttur. Kooperatif ortağı tek taraflı irade beyanı ile kooperatiften çıkabilir. Bu isteğin yönetim kurulunca kabul edilmemesi de söz konusu değildir. Bu durumda asıl davada, davacının kooperatif ortaklığından çıkma isteğinin kooperatife usulüne uygun tebliğ ile bildirildiği 24.10.2005 tarihli ihtarnamesi uyarınca tebliğ tarihi 27.10.2005 tarihi itibariyle kooperatif ortaklığının sona erdiği ve kooperatife herhangi bir ödeme yükümlülüğünün kalmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Davalı-karşı davacı kooperatif , karşı davaya konu ettiği alacağına ilişkin olarak davacının dairesini satmış olmasına rağmen kooperatif sosyal tesis ve lokal ve iki büroda hissedar olduğu, bu nedenle hissesini devretmiş olsa bile kooperatif üyeliğinin devam ettiğini, sosyal tesislerdeki hissesini devretmeden kooperatiften istifa edemeyeceğini, davacının usulüne uygun olarak kooperatife ulaşmış istifa ihtarnamesinin bulunmadığını, davacının üyeliğinden kaynaklanan daire ve sosyal tesis tapularını aldıktan sonra istifa ettiğini, oysa ki istifa eden üyelerin de kooperatifin tasfiye masraflarını ve giderlerini ödemek zorunda olduklarını, kuruluştan itibaren bütün üyelerin eşit haklara sahip oldukları halde tasfiye masraflarına da eşit olarak katılmak zorunda olduklarını bu nedenle de üyeliğinin devam ettiği, davalının genel kurul kararları gereğince toplam 6.750.00 TL kooperatife borçlu olduğunu iddia etmektedir.

1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 81.maddesine 13.06.2010 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren değişiklik ile; " Amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebi ile geri alınamaz; ancak bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar. Konut kooperatiflerinde yapı kullanma iznini alınmasını müteakip engeç bir yıl içinde ortakların Kat Mülkiyeti Kanununa göre ferdi münasebet işleri sonuçlandırılır..." hükmü eklenmiştir. Ancak bu hüküm Kooperatifler Kanununa 03.06.2010 tarihli olup, 13.06.2010 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5983 sayılı yasa ile eklenmiştir. Bununla birlikte davacı-karşı davalı , kooperatifçe kendisine tahsis edilen konutun tapusunu aldıktan sonra 24.10.2005 tarihli noter ihtarnamesi ile kooperatiften çıkma talebinde bulunmuş , bu ihtarname 27.10.2005 tarihinde kooperatife usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Sonrasında davacı tarafından iki ayrı ihtarname ile talep yinelenmiştir. Çıkmaya ilişkin ilk noter ihtarnamesinin kooperatife tebliğ tarihi olan 27.10.2005 tarihi itibariyle davacının kooperatiften çıkma işlemi gerçekleştiğinden bu tarihten itibaren davacının davalı kooperatife karşı ödeme yükümlülüğünün kalmadığı ve bu tarihten itibaren kendisine borç tahakkuk ettirilemeyeceği açıktır. Davacının kooperatif ortaklığından çıkması 13.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 5983 sayılı Kanundan önce 27.10.2005 tarihinde gerçekleştiğinden, tapusunu alarak kooperatiften 27.10.2005 tarihi itibariyle çıkmış olan davacının belirtilen yasa gereğince çıkmasından sonraki tasfiye masraflarına katılmasının istenemeyeceği vicdani kanaatine varılmıştır.

Yapılan yargılama sonucunda ; dosya kapsamındaki tüm delillere ve alınan bilirkişi raporlarına göre , davacının davalı kooperatif ortaklığından 27.10.2005 tarihi itibariyle ayrıldığı, dolayısıyla bu tarihten sonra davalı kooperatifin ortağı olmadığı, ortaklıktan çıktıktan sonra yürürlüğe giren yasa uyarınca kendisinden tasfiye masrafı da istenemeyeceği, ortaklıktan ayrıldıktan sonraki döneme ilişkin kooperatif ortaklık aidat borcundan bahisle davacıdan tahsil edilen 1.750.00 TL nin yasal dayanağı bulunmamakla birlikte davacı tarafından bu alacak yönünden harçlandırılmış ayrıca bir dava dilekçesi olmayıp, karşı davada sunulan takas-mahsup niteliğinde bir def'iye konu olduğundan, bu alacak yönünden mahkememizce karar verilemeyeceği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;

1-Asıl davanın KABULÜ ile davacının ....tarihinden itibaren davalı kooperatif üyesi olmadığının TESPİTİNE,

2-Karşı davanın REDDİNE ,