Ortaklar kooperatifin borcundan dolayı sorumlu mudur?

 23. Hukuk Dairesi         2015/413 E.  ,  2015/4066 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, davalının üyesi bulunduğu dava dışı yapı kooperatifinden mahkeme ilamına dayalı olarak müvekkilinin alacaklı olduğunu, ancak alacağın 189.769,86 TL'sinin tahsil edilemediğini, kooperatife ait konutların davalının da içinde bulunduğu üyeleri üzerine geçirilip tasfiye edildiğini, böylece borçlu kooperatifin hiçbir malvarlığının kalmadığını, bu nedenle borçtan davalının da sorumlu olduğunu ileri sürerek, davalının icra takibine karşı itirazının iptaline ve %40 oranında icra tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davalı aleyhine icra takibi yapılmasının mümkün olmadığını, borç ödemeden aciz belgesinin tek başına icra takibine mesnet olamayacağını, alacaklı vekilinin şayet kooperatifin borcundan dolayı ortaklarının sorumluluğuna başvurmak istiyorsa izlemesi gereken yolun bu şekilde olamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava dışı kooperatifin kesinleşen mahkeme kararından dolayı davacıya borcunun bulunduğu, kooperatifin üzerine kayıtlı taşınmazları üyelerine tapudan devrettiği ve üzerine kayıtlı başkaca malvarlığının kalmadığı, alacak davasının sonuçlanması beklenmeksizin kooperatifin tasfiye edildiği, kooperatif hakkında aciz vesikası düzenlendiği, Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere üyeliği devam eden davacının kooperatifin borcundan dolayı sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1-Dava, davacının, dava dışı kooperatiften olan ilama dayalı alacağından, davalı kooperatif ortağının payına düşen kısmının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Kooperatif borçlarından dolayı ortağın sorumluluğu anasözleşme ve Kooperatifler Kanunu ile sınırlıdır. Nitekim, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 28. maddesinde, "Anasözleşmede aksine hüküm olmadıkça kooperatif, alacaklılarına karşı yalnız mameleki ile sorumludur" hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenleme, kooperatiften alacaklı olan kişilerin kooperatif ortaklarının kişisel malvarlığına başvurma imkanını ortadan kaldırmıştır. Aksine düşünce kooperatiflerin kuruluş amaç ve mahiyetine aykırı düşer. Zira, kooperatifin borcundan dolayı ortak, ancak kooperatifin iflası veya diğer sebeplerle dağılması hallerine ilişkin anasözleşmede belirtilen kurallar dahilinde sorumlu tutulabilir. Anılan 28. maddede yer alan kuralın aksine bir düzenleme, anılan Kanun'un 29, 30, ve 31. madde hükümleri uyarınca anasözleşme ile getirilebilir. Aynı Kanun'un 33, 35, 36. maddelerinde özellikle kooperatifin iflası veya diğer sebeplerle dağılması hallerine ilişkin anılan kuralın istisnalarına yer verilmiştir. Davalı kooperatif anasözleşmesinin 20. maddesi "Her ortak, kooperatifin borçlarına karşı, taahhüt ettiği pay tutarı kadar sorumludur. Kooperatiften ilişkisi kesilen ortağın sorumluluğu, ayrıldığı tarihten itibaren iki yıl devam eder. Kooperatife giren her ortak, girişinden önce doğmuş olan kooperatif borçlarından dolayı diğer ortaklar gibi sorumlu olur.

Öte yandan, anasözleşmenin 21. maddesi “Ortaklar, taahhüt ve tediye ettikleri ortaklık payı bedelleri dışında, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak üzere genel kurulca kararlaştırılacak miktarlardaki, arsa, altyapı, inşaat ve benzeri gider taksitlerini ödemek zorundadırlar. Bu kararlarda anasözleşmenin 33. maddesinin 2. fıkrasında gösterilen nisap aranır." hükmünü içermektedir. O halde anasözleşmede kooperatifin sorumluluğu başka türlü düzenlenmedikçe dış borçlar ancak kooperatif tüzel kişiliğinin malvarlığı ile ödenecek, bunun dışında kooperatif üyelerinin kişisel malvarlıklarından herhangi bir istek yapılamayacaktır. Kuşkusuz malvarlığına üyelerin yüklendiği sermaye payı dahildir. Ortakların sorumluluğu, koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır. Sermaye borçlarını ödeyen ortakların gerek kooperatife ve gerekse kooperatif alacaklılarına karşı herhangi bir sorumlulukları bulunmadığından, kişisel yönden takip ve dava olunamazlar. Kooperatif tasfiyeye girmişse, tasfiye kuruluna, iflas etmişse iflas idaresine başvurulması, gerektiğinde kayıt kabul davası açılması; terkin edilmişse ihyası sağlanıp, kooperatiften takip ya da dava yoluyla talepte bulunulması gerekir. Davacı, dava dışı kooperatife husumet yönelterek açtığı dava sonunda aldığı ilamı infaza koymuş ve kısmen tahsil etmiş, tahsil edemediği bölüm için bu davayı üyeye karşı açmıştır. Davalı kooperatifin anasözleşmesinin 21. maddesi ortakların kooperatife karşı sorumluluklarını düzenlemekte olup, kooperatiften alacaklı olanların kooperatif üyelerine doğrudan ve kişisel malvarlığına başvurma olanağı veren bir istisna hükmüne anasözleşmenin ne 20, ne de 21. madde hükmünde yer verilmemiştir. Bu madde hükümlerinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 29.03.2006 tarih ve 12-32 E., 113 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, kooperatif ortaklarının sınırsız sorumluluğuna ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davalı ortağın taahhüt ettiği ortaklık payını ödemediğine ilişkin davacının bir iddiada bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.